Küçükken annem çok sevdiğim oyuncaklarımın bazılarını kaldırırdı zaman zaman. Unutayım onları, tekrar önüme koyunca da yeni oyuncağım olmuş gibi mutlu olayım diye. Kendince uyguladığı bu yöntem işe yarardı hep. Hatta yeni oyuncak alındığı zamanlardan daha bile mutlu olurdum. Yıllar geçti, oyuncakların yerini hobiler aldı. Fark ettim ki bazen bilinçsizce ve elimde olmadan annemin yöntemini uygulamaya devam ediyorum.

Reformer pilatese 4 yıl önce başlamıştım. Hayatımın tepe taklak olmuş, dipten çıkmaya çalıştığım çok kötü bir dönemiydi. Belki iyi gelir bir deneyeyim diyerekten başladığım pilatesi öyle sevdim ki yeni hayatımın orta yerine oturtuverdim. Nefesimi kontrol etmeye çalışmak, hareketleri kontrollü bir şekilde yapmaya odaklanmak, vücudumun her bir kasını çalıştırmak ve gittikçe esnekleşmek beni inanılmaz motive ediyordu. Haftada 3 kez koşa koşa pilatese gidiyordum. Üstelik beslenme düzenim de şaşırtıcı derece iyileşmişti.

Sonra gün geldi hayatımda yine değişiklikler yapmak zorunda kaldığım bir döneme girdim. Mecburen pilatesi bıraktım, bıraktım da demek istemem aslında ara verdim diyelim. 6 ay kadar. Tekrar başlayalı ise 3 hafta oldu. Resmen çocukluğumda unuttuğum oyuncakların tekrar önüme koyulduğu anlarda hisettiklerim gibi hislerim. Çok sevdiğim birşeye ara verip tekrar hatırlamanın tarifsiz mutluluğu.

Ve şimdi bu yazıyı yazarken yine aynı şeyleri hissediyorum. Yaşasın, blog yazmaya da tekrar başlıyorum!

Haydi, varsa sizin de hayatınızda ara verdiğiniz şeyler, tekrardan başlama vaktidir! Çooook iyi gelecek!