Souk Madinat

Dubai, yaz mevsimi haricinde (Eylül – Mayıs arası) kısa bir süre tatil yapmak istiyorsanız sizin için biçilmiş kaftan. Ben seyahatim için Mart ayını tercih ettim . Havalar yeni yeni ısınmaya başlamıştı. Yeni yeni ısınmak dediğime bakmayın, gündüzleri yaklaşık 30°C falandı ama bu Dubai için düşük bir hava sıcaklığı. Zira Mayıs’dan sonra Eylül-Ekim’e kadar ölü sezona giriyormuş, o kadar sıcak oluyormuş ki bırakın denize girmeyi dışarıda dolaşmak bile mümkün olmuyormuş. Bu nedenle seyahat planlarınızı bu tarihlere göre yapmanızı tavsiye ederim.

 
Dubai Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) en büyük, en lüks ve en çağdaş olanı. Türkiye için vize uygulaması var. Vizenizi yaklaşık 2 iş gününde alabilirsiniz. Zaten vize almak için pasaportunuzu bile göndermenize gerek yok. Sadece bir başvuru formu dolduruyorsunuz. Üzerine vesikalık fotoğrafınızı yapıştırıp  pasaport fotokopiniz ile birlikte      e-mail ile gönderiyorsunuz. Ben vizemi Efes Tur aracılığı ile aldım ancak bildiğim kadarıyla Emirates de vize konusunda yardımcı oluyor. 

Öncelikle Dubai ile ilgili işinize yarayabilecek kısa kısa bilgiler vereyim:

Para birimi : AED (1 USD = 3.65 AED)
 
Uçak bileti: Türkiye’den Emirates, Türk Hava Yolları, Pegasus ile uçabilirsiniz.
 
Saat dilimi: Türkiye’den 2 saat ileride
 
Gelelim yolculuğumuza. Ben uçak gidiş-dönüş uçak biletlerimi Emirates’den aldım. Biletlerinizi erken alırsanız uygun bir fiyat yakalayabilirsiniz. Yaklaşık 4,5 saatlik bir uçak yolculuğunun ardından Dubai’ye varıyorsunuz.  Daha iner inmez insanı büyülemeye başlayan bir yer burası. Havaalanı gayet büyük ve modern. Tabelalar o kadar açık ve net ki, İngilizce bilmenize bile gerek kalmadan giriş-çıkışları, kapıları, check in yapılacak yerleri kolaylıkla bulabilirsiniz. İstanbul Atatürk Havaalanı’ndan sonra insana şaşırtıcı gelmiyor değil. Uçaktan indikten sonra metroya biniyorsunuz ve gümrüğe ulaşıyorsunuz. Gümrükte genellikle uzun kuyruklar oluyormuş, ben de öyle uzun bir kuyrukta yaklaşık yarım saat bekledim. Gümrük memurlarının hemen hemen hepsi asık suratlı, selam verdiğinizde bile konuşmayan, sadece işini yapmak isteyen insanlar. Vizenize giriş damgası basıp sizi göz taramasına tabi tuttuktan sonra gümrükten geçiriyorlar.  Dubai’ye girişte tek bir duty free shop bulunuyor. Ne yalan söyleyeyim hem ürün çeşitliliği hem de fiyatlar açısından beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Alışveriş cenneti olan böylesi bir ülke için minicik bir duty free shop 🙂 Üstelik fiyatlar İstanbul Atatürk Havaalanı ile hemen hemen aynıydı, hatta bazılarının daha bile yüksek olduğunu söyleyebilirim, özellikle kozmetik gurubu ürünler.Sigara ve tütün mamülleri çeşitliliği açısından daha zengin ve fiyatlar daha uygun.

Çok sevgili dostum Bihter beni havaalanına karşılamaya gelmişti. Arabayı alıp eve doğru yola koyulduk. Dubai’yi ilk olarak gece görmüş oldum ki bence zaten en güzel hali. Dünyanın en yüksek ihtişamlı binaları ışıl ışıl parlıyor, bakmaktan kendinizi alamıyorsunuz. Tam bir gösteriş ülkesi.

Arkadaşımın evi Dubai Marina bölgesinde. Dubai’nin her bölgesini görmedim ama gördüğüm kadarıyla bu bölge yaşamak için harika. Sabah kalktığımda şöyle bir manzaraya karşı uyandım 🙂

Dubai Marina
 

Bu manzaraya karşı balkonda kahvaltı sefası yaptıktan sonra Jumeirah bölgesine doğru yola koyulduk. Uzun süre yaşamayı düşünüyorsanız, bu bölge en yaşanası bölgelerden bence. Tavsiye ediyorum.
Jumeirah, Dubai’nin başlıca iki bölgesinden bir tanesi (diğeri ise Deira). Diğerine göre daha zengin bir bölge. Meşhur yapay ada Palm Jumeirah ‘a  doğru giden yol villalar ve palmiye ağaçlarıyla dolu. Bu yoldan devam ettiğiniz zaman son derece lüks bir otel olan Atlantis The Palm’a varıyorsunuz. Otelin içini görmememe rağmen , en az dış mimarisi kadar muhteşem ve gösterişli bir iç mimarisi olduğuna eminim. Bu otelde kalacaksanız gecelik minimum 300 Euro’yu gözden çıkarmanız gerekiyor. Bu kalitede otel için çok pahalı değil bence.

Atlantis The Palm

Dubai’nin simgesi haline gelmiş 7 yıldızlı bir otel olan Burj Al Arab’ı (Arapça “Arapların Kulesi” anlamına geliyormuş.)  bir çok yerden görebiliyorsunuz. Biz birkaç fotoğraf çekmek için kumsala indik 🙂


 

Fotoğraflarımızı çektikten sonra Souk Madinat Jumeirah’a gittik. (“Souk” çarşı anlamına geliyormuş.) Burası hem hediyelik eşyalar bulabileceğiniz küçük dükkanlarla hem de bir kanal boyunca yemek yiyebileceğiniz cafe ve restoranlarla dolu bir yer. Otantik bir yer oluşuyla biraz bizim Kapalı Çarşı’mızı anımsatıyor Kapalı Çarşı’nın daha modern temalısı.

Souk Madinat
Souk Madinat
Hediyelik eşyaların fiyatları uygun ancak siz yine de mutlaka pazarlık yapın. Bazıları tok satıcı, umursamıyor ancak pazarlıkla da fiyat düşüren bir çok yer var. Zaten kalemlerden magnetlere kadar bir çok hediyelik eşya bulmanız mümkün. Ben özellikle “Emirati” temalı olanlara bayıldım.
 

Çarşının içinde, içine isim yazdırabileceğiniz aşağıdaki gibi kum objeleri de mevcut. Bunların adı ne olarak geçiyor bilemediğimden “kum objesi” olarak adlandırdım. Ben en küçük boyunu 25 AED (yaklaşık 12 TL’ye denk geliyor) ödeyerek aldım. Dubai’den alınabilecek en güzel minik hediyeliklerden.

El yapımı kum objeleri
Ben en küçük boyunu 25 AED (yaklaşık 12 TL’ye denk geliyor) ödeyerek aldım. Dubai’den alınabilecek en güzel minik hediyeliklerden.
Souk Madinat Jumeirah’taki gezinti ve alışverişlerimizi tamamladıktan sonra Dubai Marina bölgesine geri döndük. Buradan günün belli saatlerinde tekneler kalkıyor ve yaklaşık 1 saatlik bir tur yaptırıyor. Biz saat 5’teki tura katıldık. Dubai’yi ve görkemli binaları bir de denizden görmek için ideal bir aktivite. Özellikle güneşin battığı saatlere denk gelirse 🙂


Günü bitirdikten sonra akşam yemeği için Dubai Mall’da “fountain” in hemen önünde yer alan Carluccio’s a gittik. Burası çok çeşitli İtalyan yemeklerini tadabileceğiniz bir İtalyan restoranı. Fiyatlar orta seviyede. Ben yemek için margarita pizzayı tercih ettim Gayet lezzetliydi. 


Fakat bence buranın asıl olayı çeşme. Yarım saatte bir müzik eşliğinde su gösterileri yapılıyor. Çeşmelerden suların alçalıp yükselmesi müziğin ritmine göre oluyor ve her defasında farklı bir müzik çalıyor (Fountain show).Işıklandırmalar da işin içine girince muhteşem bir görsel şölen olmuş.

Fountain show
Dubai Mall, dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa’nın hemen yanında yer alıyor. Binanın tümünü kadraja alıp aynı karede kendinizin de olduğu bir fotoğraf çektirmek isterseniz, fotoğrafı çeken kişinin yere yatması gerekiyor 🙂 Bu nedenle burada fotoğrafınızı çekip hazır Burj Khalifa fotoğraflarının içerisine yerleştirip satan fotoğrafçılar mevcut.
Burj Khalifa

Dubai gece hayatı

Akşam yemeğinden sonra, konumu ile gerçekten görülmeye değer bir yer olan 360° Bar’a gittik. Burası Jumeirah Beach Hotel’in uzantısı olan bir iskelenin en ucunda yer alıyor. Mekana ulaşmak için dilerseniz iskele boyunca yürüyüp muhteşem Burj Al Arab manzaralı gece fotoğrafları çekebilir veya mini servisleri kullanabilirsiniz. Girişte ücret ödenmiyor. İçki ve kokteyl fiyatları biraz yüksek (kokteyller 80 – 85 AED civarında, yani yaklaşık 40 TL ‘ye tekabül ediyor.) ancak giriş ücreti verilmediğini düşünecek olursak bu mekana göre hiç de fazla kaçmıyor. Konumunun yanı sıra kalitesiyle de adından söz ettiren bu mekanı görmenizi şiddetle tavsiye ederim.
360° Bar
Buradan çıktıktan sonra Dubai’nin bir başka gece mekanı olan Barasti’ye gittik. Burası sahil manzaralı bir beach bar. Kapalı kısmı da var ancak tabiki güzel havalarda açık havadaki beach kısmı muazzam. Burası 360° Bar’a göre daha bohem bir yer. Kumsalda içkinizi yudumlarken ayakkabılarınızı çıkartıp dans edebilirsiniz 🙂 Bana biraz üniversitelerdeki bahar şenliklerini anımsattı.
Barasti Beach Bar


Böylece 1. günümüzü yorgun ama keyifli bir şekilde bitirmiş olduk.  Yazının 2. bölümünü okumak için buraya tıklayın.