
Kaş’la ilgili yazdığım diğer yazının devamı niteliğinde, bir de sevdiğim yeme içme mekanlarını yazayım dedim. (Diğer yazı için şöyle buyrun)
Bir yemek blogger’ı veya gastronomi uzmanı değilim tabi ki, bu işi çok daha uzmanca ve bilimini bilerek yapan insanlar var. Benimki işte amatörce sevdiği yerleri ve o yerlerin hissettirdiklerini yazmak 🙂 Haydi, uzatmadan başlayayım artık, zaten uzunca bir yazı olacak 🙂
Zaika Ocakbaşı
Çakıl taşlarıyla dolu güzel bir bahçe içinde bir ocakbaşı restoranı. Zaika, Farsça’da tad alma kuvveti anlamına geliyormuş. Kısa sürede Kaş’ın en popüler mekanı olmuş neredeyse. Gelmeden 3 hafta önce rezervasyon için aradığımda bırakın yer ayırtabilmeyi yedek listelerinin bile dolu olduğunu öğrenmiş ve “neyse, bu sene kısmet değilmiş demek ki” diyerekten üzülerek kapatmıştım telefonu. Kaş’a geldiğimiz ilk akşam biraz dinlendikten sonra sonra saat 10 gibi yemek için dışarı çıkıyoruz. Hiçbir yerde rezervasyonumuz yok. Hadi diyorum, Zaika’ya gidip şansımızı deneyelim. Boş masa bulamayacağımızdan eminim ama denemeden de Kaş’tan ayrılmak istemiyorum işte 🙂 Boş masa henüz yok tabi. Ocakbaşı olur mu diyorlar olmaz mı diyoruz 🙂 Hayatımda hiç ocakbaşında oturmamıştım. O kadar ama o kadar keyifli ki, rakıdan ve etten aldığım keyif ikiye katlanıyor resmen.
Mezelerden acı gerçek, Lübnan usulü mütebbel ve kuru cacık seçiyoruz. Acı gerçek bizim “atom” diye bildiğimiz, süzme yoğurt ve kurutulmuş biberle yapılan meze. Geçen sene eroin diyorlardı burda, adını değiştirmişler. Lübnan usulü mütebbel ise Zaika’da en sevdiğim, közlenmiş patlıcan salatası, tahin ve nar ekşisinin muhteşem uyumu. Meşhur yemekleri şaşlık maalesef kalmamış ama çöp şiş de en az onun kadar lezzetli. Etleri itina ile minik lavaşlara sarıyor ve kadehlerimizi programsız tatilin şerefine kaldırıyoruz Zaika’da! (Menü ve fiyatlar için kendi web sitelerine bakabilirsiniz: http://www.zaikaocakbasi.com/adilFiyat.html)
(instagram: @zaikaocakbasi)
Üzüm Kızı bahçe
Kaş’taki 2. günümüzde Limanağzı’ndan dönüşte tekne ile önünden geçerken görüyorum Üzüm Kızı’nı. Adını çok duymuştum da yerini bilmiyordum. Tekneden inince gidip yer ayırtıyoruz akşam için. Tesadüf bu ya, sadece 2 kişilik bir boş masaları varmış. (Burası meyhane olan Üzüm Kızı değil, o biraz daha yukarıda kalıyor.)
Yine birkaç meze seçiyoruz. Balık olarak ne alsak derken “İsterseniz balığınızı birlikte seçelim” diyorlar. Tek tek anlatıyorlar. Kaya levreğinde karar kılıyoruz. Gözümüzün önünde balığı tartmaları da bir artı olarak yazılıyor hanelerine 🙂 Ortam şahane, çok ferah, müzik olarak 45’likler çalıyor. Personel oldukça ilgili ve güleryüzlü. Hele o kaya levreği var ya, o nasıl bir lezzet öyle! Abartmıyorum, hayatımda yediğim en lezzetli balık. Ah, az kalsın girit ezmesinin lezzetini söylemeyi unutuyordum 🙂
(instagram: uzumkizibahce)
Dudu Mutfak
Kaş’a birkaç senedir gidegele instagramda Kaş fotoğraflarına bakmaya bayılır olmuştum. Filtreye hiç ihtiyaç olmadığından herkesin koyduğu fotoğraflar pek güzel geliyordu. Ama özellikle birisi vardı ki onun fotoğraflarına bayılmıştım. Kendisini takibe aldım hemen. O zamanlar İstanbul’da bir beyazyakalı idi. Sonra geçen sene bir baktım Kaş’ta bir mekan açıyor.İşte Dudu Mutfak ile sosyal medya üzerinden tanışmam böyle oldu. Yani herkesin yaptığı gibi “Kaş mekanları” diye arama yaptıktan sonra ulaşmadım Dudu’ya, zaten en başından beri bayıldığım bir yer oldu uzaktan uzağa 🙂
3. günümüzde Derya Beach’ten otelimize dönüyorduk ki karşıma çıkıverdi birdenbire Dudu! Zaten Kaş dediğimiz minicik, kompakt bir yer. Sosyal medyada gördüğümüz mekanlara hemen rastlayıveriyoruz. Hadi dedik akşam Dudu’ya gidelim. Aradık önce, rezervasyon almıyorlarmış. Kaş’ta rezervasyon almayan sayılı yerlerden birisidir herhalde. Kapısında şirin, tontiş bir anneanne tabelası ile karşılıyor bizi Dudu. Nedense bende bir nine, bir anneanne hissiyatı yaratıyor bu tabela. Belki de hissettirdiği o sıcaklık ve içtenliktendir. Keza ismi ile de aynı hisleri uyandırıyor. Rengarenk ahşap sandalye ve masalar, ahşap dolabın içinde porselenler, emaye tencereler, süsler püsler, köşede bir sedir, sedirin üzerinde kevgir ve çatal bıçaklardan yapılma bir aydınlatma… Adeta her köşesi fotoğraf çekmek için yapılmış. Üstelik manzarası da harika. Ama bu seyahatimde fazla fotoğraf çekmiyorum. Hep tatil kafası, hep anın tadını çıkartma modundayım.
Öyle sayfalarca kitap gibi bir menüsü yok. Ne güzel, seçim yapmak çok kolay! Yaprak ciğer ve anne köftesi seçiyoruz. Her ikisinin yanında da fırında zerdeçallı patates geliyor. Ciğer enfes! Birer de kokteyl deniyoruz yemek sonrası. Burda da fonda 45’likler çalıyor. İnstagramda takip etmiş olduğum kişi ile de tanışma fırsatımız oluyor. Zaten kendisi oldukça ilgili, tüm masalara tek tek uğruyor, sohbet ediyor. Belli ki buraya çok emek verilmiş. Böyle hikayeleri dinlemek ne güzel.
Kahvaltısı da pek güzelmiş, seneye de onu deneme fırsatım olur inşallah. Bir de gidecekseniz eğer, önden şunu belirtmek isterim: Dudu küçük bir işletme. 8 tane masaları var. Bu yüzden kişi sayısına göre masalara oturtuyorlar. Kendileri bu konuda hassas olduklarını sosyal medyada belirtmişler, o yüzden ben de buraya yazmak istedim 🙂
(instagram: @dudumutfak)
Müpptela Ocakbaşı
Kaş’taki son akşamımız. Akşam ne yesek nereye gitsek diye düşünüyoruz yine. Müpptela geliyor aklıma. Arayıp yer ayırtıyoruz. (Bu defa özellikle soruyoruz, “Şaşlık ayırtmamıza gerek var mı”. Mekan Zaika ile aynı sokakta. Yine bir bahçe içerisinde, sevimli bir yer. Nar ağacının altında bir masa ayırmışlar bize. Telefon numaramızı ve ismimizi bir Kaş kartpostalı arkasına yazıp masaya bırakmışlar. İlk defa gördüğüm bu rezervasyon şekli bana o kadar ince ve hoş geliyor ki, tabi ki ayrılırken o kartpostalı çantama atıyorum hemen 🙂 Yine birkaç çeşit meze ve ana yemek olarak şaşlık ve yaprak ciğer. (Ah keşke menünün ve mezelerin de bir fotoğrafını çekseydim. Nohutlu ve kızarmış ekmekli enfes değişik bir meze vardı lakin ismini hatırlayamıyorum.) Soframıza tabi ki Yeşil Efe eşlik ediyor. Dolduruyoruz kadehlerimizi ve tokuşturarak nar ağacının altında içmeye başlıyoruz. Ciğer ve şaşlık tek kelime ile ENFES! Bayıldım! Yumuşacık lokum gibi. Mekan adı gibi kendisine müptela edebilir. Açıkçası benim için Zaika’yı solladı. Çalışanlar sürekli masamıza gelip memnun olup olmadığımızı, bir isteğimizin olup olmadığını soruyor. Tek sıkıntısı servis çok hızlı. Şaşlık servisi için biraz bekletmelerini söylesek bile henüz mezelerin tadına varamadan şaşlık geliyor masamıza. Olsun, varsın tek sıkıntı bu olsun 🙂
(instagram: @mupptelaet)
Derya Beach
Menüsünü her geçen yıl çeşitlerinden ve fiyatları azar azar da olsa artıran Derya Beach’te en çok pizza yemeyi ve kokteyl içmeyi seviyorum. Pizza ve kokteyl çeşitleri çok fazla, oldukça tatmin edici. Fiyatlar Kaş ortalamasına göre yüksek kalsa da yine de Çeşme ile kıyasladığımda uygun geliyor bana.
Nasıl ki iskele tarafından boş şezlong bulmanız belli bir saatten sonra mümkün olmuyorsa bahçe tarafında da öğleden sonra saatlerinde boş masa bulamıyorsunuz. Kahvaltısı da başarılı. Öğleden sonra saat 4-5 gibi de çay saati yapıyorlar.
Sardelaki Greek Tavern
Geçen sene geldiğimde çok sevgili arkadaşlarımla 32. yaşımı bitirdiğim gün gitmiştik. O yüzden ayrı bir güzelliği ve önemi var benim için.
Kaş’ta denize bu kadar yakın oturup rakı içebileceğiniz en güzel balık restoranı olabilir. Fiyatlar yukarıda yazdığım diğer mekanlara göre bir nebze yüksekti diye hatırlıyorum.
Mia Dolce Vita
Kaş’ın tam olarak meydanında yer alan bu minik dondurmacı henüz çok taze, açılalı 5 hafta olmuş! Meyveli dondurmaları katkısız, sorbe gibi. Dolce vita isimli bir dondurmaları var ki işte o beni benden aldı! İçinde ne olduğunu açık etmiyorlar ama Lotus bisküvisine benzer birşey olduğuna eminim 🙂 Deneyin! Bir de yassı bir külah çeşitleri var ki iki farklı aromayı dökmeden aynı anda yemenizi sağlıyor, oldukça efektif ve kullanıcı dostu buldum.
Diğer
Bunların dışında güneşi Deja Vu’da batırabilir, akşam meydandaki Mavi’de bir bira içebilir ve gecenin ilerleyen saatlerinde No:11’e eğlenmeye gidebilirsiniz. Bilokma’da güzel ev yemekleri varmış diye duydum, inşallah seneye denerim.
Şimdilik Kaş yeme içme deneyimlerim bu kadar. Her geçen gün yeni mekanlar ekleniyor Kaş’a. Bakalım bir sonraki yıl gittiğimde nasıl güzelliklerle karşılaşacağım 🙂
Sizin var mı Kaş’ta müptelası olduğunuz yerler?
desene en kısa zamanda kaşa gitmeli…teşekkürler beliz.. 😉
Kaş”ı çok güzel özetlemişsin.Benimde severek tatil yaptığım bir yer.Yazıyı okuyunca tatil anılarımı hemen canlandırdın.Eline yüreğine sağlık
Çok teşekkür ederim 🙂
Kesinlikle Hasan Abi, mutlaka ama mutlaka diyorum Kaş için 🙂
Sayenizde kaş a gitmek farz oldu teşekkürler Beliz hanım