İtalya acayip orgazmik lezzetlerle dolu bir ülke. Sokakları adeta yemek kokuyor, insanı tokken bile yoldan çıkartıyor. “Foodporn” etiketi kullanarak instagram’da fotoğrafını paylaşmak için sabırsızlanacağınız yiyeceklerin tadına varacaksınız.

Makarna: Makarna kesinlike bir ana yemek değil İtalyanlar için! Menülerde hep “Primi piatti” kısmında yer alıyor. Güzel bir et yemeğinden önce yeniliyor. Bir tür mantı gibi olan ravioli zaten en sevdiğim çeşidiydi fakat bu defa “Gnocchi” dedikleri ve haşlanmış, patates, un ve yumurtadan yapılan türünü burada ilk kez denedim. Pişme süresi çok çok az, kaynayan suya attığınızda gnocchi’ler önce dibe çöküyor. Suyun yüzüne çıkması da 2-3 dakika alıyor ki bu da pişmiş olduğunu gösteriyormuş. Kendisine en çok domates sosunun yakıştığını düşünüyorum.

Pizza: En güzeli sokak aralarındaki küçük “trattoria” larda bulunuyor galiba! En güzeli demek fazla iddialı olsa bile belki de en keyiflisi… Bir dilim pizzayı elinize alıp Roma sokaklarını keşfetmek, bir banka oturup İtalyan’ları ve şehrin akışını izleyerek bu lezzettin tadına varmak. Napoli usulü pizzalar ince hamurlu, çok yüksek sıcaklıktaki fırınlarda piştiğinden kenarları çıtır oluyor.

Dondurma: “Ice cream” mi “Gelato” mu ? İtalyan dondurmasıyla ilgili söylenecek çok şey var galiba. En iyisi bununla ilgili ayrı bir yazı yazmak! (Bkz dondurma yazısı)

Tiramisu: İtalyanca’da “Beni yukarı çek” anlamına gelen bu kelime sizce de bu lezzete gerçekten hakkını vermiyor mu? İlk lokmayı ağzınıza atmanızla birlikte modunuzun yükseldiğini hissetmiyor musunuz ?

Kahve: İtalya’da kahve demek espresso demek! Bizler kahvemize “türk kahvesi” deriz ve sipariş verirken böyle söyleriz ama İtalya’da durum böyle değil. İtalyanlar kahve diyorsa espressodur! Tam da İtalyanların yaşam tarzına uygun, bir yerlere koştururken ayak üstü içilen.

Limoncello: Yüksek alkollü, oldukça sert bir kokusu ve tadı olan bu İtalyan limon likörünün turistik dükkanların tümünde İtalya’nın sembolü olan çizme şeklindeki şişelerde satıldığını göreceksiniz. Servis etmeden önce kadehlerinizi bir süre buzlukta bekletirseniz harika olur. Bir de güzelim sarı rengi ile evinizdeki içki şişeleri arasına ayrı bir renk katacağı kesin 🙂

Mozarella peyniri: Yağsız ve tuzsuz olduğundan normalde tercih etmediğim bir peynir türü mozarellayı Roma’daki Momo restaurantta yedikten sonra fikrim biraz değişti galiba. Güzel bir örneğine denk gelirseniz çatalınızla biraz ezdiğinizde içinden akan sütün sizi büyüleyebilir. Mozarellanın mülayim tadı ile domatesin baskın ve asiditesi yüksek tadı o kadar güzel bir ikili oluyor ki, pizza, salata ve bruschetta’larda bu kadar fazla kullanmalarına şaşırmamak lazım. Yanına da güzel bir beyaz şarap.

Daha benim tadına bakamadığım bir sürü güzel lezzet var eminim İtalya’da. Bir sonraki İtalya seyahatine diyorum…